hchaberajansi- Habercilikte Yeni Bir Soluk
HV
04 ARALIK Çarşamba 17:35

CUHURİYETİMİZİN 100.YILI

Selami Özkoç
Selami Özkoç
Giriş Tarihi : 29-10-2023 09:49

Cumhuriyeti bir paragrafla açıklamak mümkün değildir.

Cumhuriyet, düşüncesi, hür, vicdanı hür, bir neslin yoludur

Cumhuriyet egemenliğin halkta olduğu bir yönetimdir.

Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı,Türkiye büyük millet meclisidir.

Cumhuriyet Dünyada ilk, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkını verendir.

Cumhuriyet sanattır, kültürdür, uygarlıktır, özgürlüktür.

Cumhuriyet, kula kul olmaktan kurtaran özgür bireyler yaratan ışıktır, aydınlanmadır..

Aydınlanmanın ışığı cumhuriyet, çok kolay elde edilmemiştir..

Tarihsel süreçlere bakacak olursak

30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros mütarekesi ile Osmanlı imparatorluğu fiilen sona ermiş, tüm egemenliği ve bağımsızlık hakları ellerinden alınmış, ordusu dağıtılmıştır.

İngilizlerin 13 kasım 1918 de başlayan işgali, 6 ekim 1923 de Şükrü Naili komutasındaki 3.kolordunun İstanbul’a girmesi ile son bulmuş Fatih Sultan Mehmet’in emaneti geri alınmıştır.

Fransızlar, İskenderun limanı, Hatay, Urfa, Antep, Maraş, Çukurova bölgesini ele geçirmişlerdir.

Mondros mütarekesinden bir yıl sonra İtalyanlar, Bodrum, Fethiye, Antalya ve Konya bölgesine yerleşmişlerdir.

İngiliz başbakanı LIyod George'un Yunanlılara destek vermesi ile 19 Mayıs 1919 da İzmir işgal edilmiştir.

İngilizlerin amacı doğu Akdeniz’de boşalan otoritenin Yunanistan tarafından doldurulmasıdır.

Mustafa Kemal Yunanlıların İzmir'e çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919 da Bandırma vapuru ile Samsuna giderek, kurtuluş savaşının ilk sinyalini vermiştir.

3 koldan Anadolu ya yürüyen Yunanlıların güney kanadının hedefi aydındır.

22 Mayıs 1919 Selçuk,

26 Mayıs 1919 da Germencik, İncirliova, 27 mayıs 1919 Aydına girerek, Nazilli'ye kadar gelmişlerdir.

Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919 da Samsuna gitmesi ile başlayan, Amasya, Erzurum, Sivas, daha sonra Ankara, 9 Eylül 1922 de İzmir'e ulaşması sonucunda, Milli mücadele tarihimiz oluşmuştur.

Kuvayı seyyare, Kuvayı milliye düzenli orduya geçmeden önce, Yunanlılara ve iç isyanlara karşı yokluk ve yoksulluk içinde mücadele vermişlerdir.

İnönü komutasında düzenli orduya geçildikten sonra işgalci, emperyalist güçlerin ülkeden atılması ile Cumhuriyetimizin ilk ışıkları görülmüştür hiçte kolay olmamıştır..

Pilav ve hoşaftan başka bir şeyleri olmayan, zaman, zaman, atların dışkılarında bulunan, mısır tanelerini yıkayıp temizleyen, yemek yapan, vatansever, yoksul, Kahraman Türk halkı Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarına inanarak, güvenerek, can vermişlerdir.

Harbiye marşındaki

Kanla irfanla kurduk biz cumhuriyeti sözü boşuna söylenmedi

Atatürk 28 Ekim 1923 yılında arkadaşlarını ağırladığı bir akşam yemeğinde "Efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz" diyerek "o" tarihi sözü söylemiş ve 'o "akşam İnönü ile Anayasa taslağını hazırlayarak Cumhuriyetin ilk resmi temelini atmışlardır ve koskoca bir yüzyıl oldu, yüz yıl içinde nelere şahit olmadık ki, cumhuriyetin kazanımları, özelleştirme adı altında küresel sermayeye, peşkeş çekildi, tarikat ve cemaatler palazlandı, güçlü sermayeye sahip oldular, ülke yönetimde ve bürokraside söz sahibi oldular.

Ne yazık ki Atatürk’ün kurduğu diyanetin başında olan kişi, milli bayramlarda ve hutbelerde Atatürk’ten bahsetmediği gibi duayı da çok gördü, ama göremediği bir şey vardı

Filistin de, Irakta, Suriye’de, kılınan bombalar altındaki, namazlar, ve bu ülkeler ile Türkiye cumhuriyetinin arasındaki farkı, her şeye rağmen benim iki eserim var biri Türkiye cumhuriyeti diğeri Cumhuriyet halk partisi diyen Atatürk'e kin ve nefret içinde olan, emperyalizmin maşalarına, Fatih Sultan Mehmet’in emanetine sahip çıkamayan İngiliz, Amerikan, BOP si uşaklarına karşı dimdik, omuz omuza mücadele etmeliyiz.

Ne mutlu Türküm diyene

Nice yüz yıllara

100.yıl kutlu olsun.