Özelleştirmenin sonu

Ergün Özkan

14-12-2022 20:16

Stratejik öneme haiz kurumlar özelleştirilmesin dedik, enerji gibi hassas ve kamusal bir hak kar/zarar üzerinden değerlendirilerek planlama yapılmakta ve enerji sistemi risk altına itilmekte.

Özelleştirme için gösterilen kaynak ise her dönem “kamu elinde zarar eden işletmeler” türünden koparılan yaygara ile özelleştirme zorunluluğu diye tarif edildi.

Oysaki enerji yaşamın değişmez unsuru ve kamusal haktır. Bu sebepledir ki kar/zarar ölçeğinde bir değerlendirme yapılamaz.

Bu güne kadar yapılan tüm özelleştirmeler piyasa uygulamaları ile karşılık buldu. Enerjiye yatırım yapacak kaynak yok denilerek yapılan özelleştirmeler sonucu, serbest piyasa uygulamaları neticesinde tüm kaynaklar özel şirketlere transfer edilmiş oldu, bunun karşılığında da enerjiden gelinen nokta daha derin mağduriyet yarattı.

Özelleştirmeye gerekçe edilerek kamuya yaptırılmayan yatırımlar, özel sektöründe karlılık kaygısı ile yapmaması enerjide kriz ve yetersizlik haline dönüştü. Altyapı yetersizliği artan nüfus yoğunluğuna verilemeyen cevap ve en ufak hava şartlarında ki değişim, enerji alanında ki durumumuzu gözler önüne sergiliyor.

Şirketlerin daha fazla kar elde etme hırsı ile yeni yatırımlar yapmaması, enerjide yaşanacak sorunların henüz başında olduğumuzu gösteriyor. Tüm dünya da enerji güvenliğinin korunması gerekliliği çalışmaları yapılırken, özelleştirmenin tartışıldığı bir dönemde ülke geleceğini yok edebilecek özelleştirme ısrarlarının bedellerini ödemeye başladık.

Pahalı elektrik kullanma zorunluluğu ve özensizlik sonucu yaşanan mağduriyetler kaçınılmazdı.

Özelleştirme ve serbest piyasa uygulamaları nedeniyle enerji açığı her geçen daha da artmakta, üstlenilen maliyetlerde kamunun sırtına yeni yükler yüklemekte. “Kamu elinde zarar eden işletmeler” diye girilen özelleştirme serüveni, zararı katlayarak yoluna devam etmekte.

Uzun uzun özelleştirme ve yansımalarını yazmakta ki kastım ise günler öncesinden uyarıları yapılan, hava koşullarında ki değişim ve yaşanılan elektrik kesintileri. Şehrin merkezi diye adlandırılan bölgelerde yaşanılan elektrik kesintileri ve elektronik eşyalarda meydana gelen arızalar. Henüz daha yanmayan sokak lambaları…

Serdivan için bitmek bilmeyen çiledir, elektrik kesintileri özellikle…

Kırsal bölgelerde neler yaşandığını varın siz düşünün.

Arızalarla mücadele edebilecek bir ekibin olmadığı ortada, hele ki enerji kesintilerinin alanın geniş olduğu düşünülürse onarımın süresi belki de haftalarla izah edilebilir. Daha fazla kar edebilmenin yolu, az yatırım ve çalışan üzerinden yapılacak tasarruf.

Meselenin bir başka boyutu ise enerji arızasını bildirebileceğiniz bir merci yok, dijital ortam da iletişime geçebiliyorsanız yani telefonun ucundan size bir cevap geliyorsa şanslısın demektir. Dakikalarca bekletilen ve oradan oraya aktarmalar neticesinde sorunu iletebilmek, serbest piyasa şartları gereği denilerek geçiştirilir.

Kamusal alanda gösterilmeyen hoşgörü ve olmayan sınırlar.

Sözün özü; enerji gibi stratejik öneme haiz kurumlar özelleştirilirse ve zamanında yapılan itirazlara haksız yakıştırmalar yapılmış ise bugünü yaşamakta, mutlak varılacak sonuçtu.

Ve daha acısı ise bugünler maalesef iyi günlerimiz, daha zor günler beklemekte bizleri. Her geçen gün artan nüfus yoğunluğu ve enerjiye artan gereksinim ve yapılmayan altyapı yatırımı zor günlerin işaretçisi.

Serbest piyasa şartları gereği daha fazla karlılık, daha az kaynakla kazanma arzusu. Bu yapıda ki özelleştirme karanlıkta kalma tehlikesi demektir ki aynı zamanda sanayi üretiminde durma noktasına geleceğidir.

Henüz mevsim kış değil, bugünle baş edemeyen yarını nasıl karşılar malumunuz…

DİĞER YAZILARI "Mesele Sapanca" ve Arda Şahin 01-01-1970 03:00 Farklı bir dönem bekliyor! 01-01-1970 03:00 Sakarya'da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak 01-01-1970 03:00 Hendek üzerine son değerlendirme 01-01-1970 03:00 Yerel Seçim Arası 01-01-1970 03:00 Birkaç seçim çevresinde heyecan 01-01-1970 03:00 Söğütlü seçimin sürprizi... 01-01-1970 03:00 Erdoğan ve miting alanı 01-01-1970 03:00 Sakarya’ ya dair seçim değerlendirmesi… 01-01-1970 03:00 460 okul... 01-01-1970 03:00 Serdivan ve adaylık... 01-01-1970 03:00 Çağdaş Türk kadını ve sosyal belediyecilik 01-01-1970 03:00 Bu kış zor geçecek 01-01-1970 03:00 Sandıktan çıkan sonucu kim biliyor? 01-01-1970 03:00 Zorlu seçim 01-01-1970 03:00 Sanılanın aksine sonuç 01-01-1970 03:00 Sakarya seçimlerine hızlı bir bakış 01-01-1970 03:00 Sayılı günler kaldı... 01-01-1970 03:00 Sakarya hak ettiğini alır 01-01-1970 03:00 Hızlı bir değerlendirme 01-01-1970 03:00 Üç ihtimalli sonuç ? 01-01-1970 03:00 Yerel örgütlerin belirleyici gücü 01-01-1970 03:00 TÜRASAŞ ve "Sarı öküz" hikâyesi 01-01-1970 03:00 Gören olursa ne yapılmaması gerektiğini bilir! 01-01-1970 03:00 Kaybedilecek vaktimiz yok. 01-01-1970 03:00 Geçmiş olsun Türkiye'm 01-01-1970 03:00 ‘’Selamsız Bandosu’’ törenleri 01-01-1970 03:00 Sapanca Gölü, iki farklı değerlendirme... 01-01-1970 03:00 Sorumlu kim? 01-01-1970 03:00 Devasa işlere imza atmak 01-01-1970 03:00 Modası geçmeyen taahhüt 01-01-1970 03:00 Sakaryaspor kimlik ve itiraz ediş biçimidir 01-01-1970 03:00 Hep Sakarya akla geliyor… 01-01-1970 03:00 Diş Hekimliği Fakültesi 01-01-1970 03:00