hchaberajansi- Habercilikte Yeni Bir Soluk
HV
30 NİSAN Salı 16:08

Erkan Baş, Can Atalay’ın tutukluğuna dikkat çekerek sordu: ‘Ya torba yasa bir oy ile kabul edilirse?

Türkiye İşçi Par4si (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) par4sinin haBalık basın toplanDsını düzenledi. Konuşmasında AKP’nin meclise sunduğu torba yasayı gündemine alan Baş, milletvekili seçilmesine rağmen hukuksuz bir şekilde hapiste tutulan Can Atalay’ın TBMM çalışmalarına kalamadığına dikkat çekerek ¨Torba yasanın, tarşılmasını, yasanın görüşülmesini sakatlayan bir durum değil mi?¨ diye sordu.

SİYASET
Giriş Tarihi : 12-07-2023 18:27   Güncelleme : 12-07-2023 19:12
Erkan Baş, Can Atalay’ın tutukluğuna dikkat çekerek sordu: ‘Ya torba yasa bir oy ile kabul edilirse?

Sözlerine, sel felake4nden etkilenen yurTaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Erkan Baş, ¨Bir kez daha Karadeniz illerimiz rant sevdasının, beton sevdasının, bu plansız yapılaşmanın ve doğa talanının sonucu bir sel felake4yle karşı karşıya kaldı ve çaresizliğe mahkûm edildi. Her yıl yaşanan bu felaketlerin bir afet olmadığını, kader hiç olmadığını bir kez daha ifade edelim ve tüm bu suçların takipçisi olacağımızı da buradan paylaşarak başlayalım¨ dedi.

‘TÜRKİYE’DE ÜLKENİN BAĞIMSIZLIĞINI HER HAL VE ŞARTTA SAVUNAN SADECE BİZLERİZ’

Konuşmasının devamında, 28. Dönem TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’la ilgili gelişmeleri değerlendiren, Meclis Genel Kurulu’nun gündemine gelecek olan yasa teklifine dair TİP’in görüşlerini kamuoyu ile paylaşan ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baş, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylamasına dair ise şu yorumda bulundu: ¨Türkiye’nin bu içinde bulunduğu bu karanlık sürecin bu acı tablonun en büyük sorumlusu olarak gördüğümüz Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni U dönüşü hakkında birtakım sözler söylememiz gerekiyor. Uzun zamandır Türkiye’de pek çok tarCşmanın zeminini oluşturan ikDdarın elindeki devlet olanaklarıyla, medya gücüyle, tek yanlı yalan üzerine kurduğu bir saflaşma var. İkDdar diyor ki ‘biz yerliyiz, biz milliyiz, bizim dışımızdaki herkes -özellikle muhalefet- aslında bu ülkeyi sevmiyor, bu ülkenin bağımsızlığına önem vermiyor, onlar dış güçlerin yönlendirmesiyle hareket ediyor, onlar Amerikancı, onlar Avrupacı, onlar İngiltereci, onlar Rusçu, onlar şucu bucu’… Pek çok iddia var ortada ama biz, sistemaDk bir yalanla karşı karşıyayız. İkDdar bu ülkenin bağımsızlığını, egemenliğini savunuyor sözde… GeçDğimiz günlerde NATO zirvesiyle beraber aslında bu tarCşmanın da yaldızının bir kez daha döküldüğünü tüm yurRaşlarımızla paylaşmak isDyorum. Önce bir haCrlayalım. Ne demişD Tayyip Erdoğan 1 Şubat 2023’te? ‘İsveç boşuna uğraşma, sen benim mukaddes kitabım Kuran’ın yakılmasına müsaade e[ğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz.’ Şu gazetelere yansıyanı da haCrlayalım… Tayyip Erdoğan çok kararlı, net bir dış poliDka duruşu sergiliyor gördüğünüz gibi. Sonra, 7 Temmuz 2023’te, çok yakın tarihteki bir haber. ‘Türkiye teröristlerin sokaklarında cirit e[ği, terörle arasına mesafe koymayan bir ülkeye nasıl onay verebilir?’ Kim diyor bunu? Recep Tayyip Erdoğan diyor. Yine dönemin gazetelerine şöyle yansımış Erdoğan’ın açıklamaları: ‘Soğuk duş aldırmış.’ ‘Haazanda iyi tut, İsveç NATO’yu unut!’ Kafiyeli başlıklar geliyor ve nihayet 11 Temmuz 2023, Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakC. Ve sonra yine aynı gazeteler… Erdoğan ne diyordu seçimden önce? Muhalefet kimdi? Biden’dan onay almaya çalışıyordu değil mi muhalefet? Bidencılar diye manşetler aClıyordu. Şimdi o manşetleri atan utanmazlar, ‘ABD ile yeni süreç başladı’ diyor. Biden’dan alkış aldılar, onay aldılar, destekleniyorlar. Utanmasalar bayram ilan edecekler. 1 saat 15 dakika görüşmüşler ve aynı gazeteciler, aynı sözde gazeteler hepimizin aklıyla dalga geçercesine bir TİP Basın Bürosu süreç işaret ediyorlar. Tablo bir kez daha netleşmişDr. Türkiye’de ülkenin bağımsızlığını, halkın refahı ve mutluluğunu her hal ve şarRa savunan sadece ve sadece bizleriz.

‘DÜN SÖZDE ‘ONURLU DIŞ POLİTİKA, BAĞIMSIZLIK’ BUGÜN ‘YAŞASIN BIDEN BİZİ DESTEKLİYOR’’

Bunlar, günlük siyasi çıkarları neyi gerekDriyorsa onu yapıyorlar; ülkemiz, halkımız için neyin önemli olduğu zerre kadar umurlarında değil. Kendi koltuklarında oturabilecekleri koşul neyi gerekDriyorsa onu söyleyen iki yüzlülerdir, utanmazlardır bunlar. O yüzden dün sözde ‘onurlu dış poliDka’, dün sözde ‘bağımsızlık, egemenlik’ bugün ‘yaşasın Biden bizi destekliyor’. Biden kadar taş düşsün kafanıza sizin, utanmazlar arlanmazlar.

‘İSVEÇ’İN NATO’YA ÜYELİĞİNİ MECLİS’TEN GEÇİRMEK İÇİN 40 TAKLA ATACAKLAR’

Şimdi Meclis’e geDrecekler, İsveç’in NATO’ya üyeliğini Meclis’ten geçirmek için 40 takla atacaklar. Gerçi kurşun asker buldular, onlara istedikleri talimaC verecekler ve yapacaklar ama ben buradan yurRaşlarımıza seslenmek isDyorum. Günlük çıkarları, kendi koltukları uğruna bir gün öyle bir gün böyle konuşanlar, bir gün ABD karşısındaki en kararlı dik duruşu sergileyenleri ertesi gün ABD’nin Türkiye’deki en yakın dostu olanları unutmayın.

‘ÜLKEMİZİN VE HALKIN ÇIKARINA OLAN, EMPERYALİST ODAKLARA KARŞI BAĞIMSIZLIĞI SAVUNMAYI GEREKTİRİR’

Biz, her hal ve şarRa ilkesel tutumumuzu alıyoruz. Ülkemizin çıkarına olan ne ise biz onu savunuruz. Bu ülkede yaşayan milyonlarca yurRaşın çıkarına olan ne ise biz onu savunuruz ve bu, Türkiye’nin bağımsızlığı konusunda taviz vermemeyi gerekDrir. Bu, Türkiye’nin dünyadaki tüm emperyalist odaklara karşı bağımsızlığını savunmayı gerekDrir. Bu her hal ve şarRa örneğin NATO’nun kendisine NATO’nun genişlemesine Türkiye’nin NATO üyeliğine, her birine ayrı ayrı karşı durmayı gerekDrir. Şimdi öyle bir oyun kurmuşlar ki bir taralan dünyada bir savaş kışkırCcılığı sürüyor, bu NATO’nun genişlemesinin gerekçesi haline geDriliyor; diğer taralan NATO genişledikçe aslında bu savaş tam tamları daha yüksek sesle çalmaya başlıyor. O yüzden tam böyle zamanlarda ilkesel tutumları ortaya koymakta fayda var. Biz TİP olarak NATO’nun kendisine, NATO’nun genişlemesine ve Türkiye’nin NATO üyeliğine kesin olarak karşıyız. Bunun ülkemize ve halkımıza hiçbir yararı yoktur, dünya barışına hiçbir faydası yoktur. Dünyada barışı egemen kılmanın yolu halkların kardeşliğini temel alan barışçı bir dış poliDkayı savunmakCr ve bunun için dünyadaki tüm silahlanmanın durdurulması, tüm silahlı organizasyonlara karşı net bir tutum almayı gerekDrmektedir.¨

‘CAN ATALAY’IN TUTUKLUĞU YASANIN TARTIŞILMASINI SAKATLAYAN BİR DURUM DEĞİL Mİ?’

Sözlerinin devamında AKP’nin TBMM’ye ge4rdiği torba yasa teklifini de değerlendiren TİP Genel Başkanı, bir yasa görüşmesinin yapılabilmesinin ilk koşulunun milletvekillerinin yasaya ilişkin konuşabilmesi, tarDşabilmesi ve oylama sırasında oy kullanabilmesi olduğunu söyleyerek TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın hala keyfi şekildeki tutukluluğuna şu sözlerle dikkat çek4: ¨Bugün bir yasa görüşülecek, büyük ihDmalle yarın oylaması yapılacak ama hepimiz biliyoruz ki Hatay Milletvekili Can Atalay bu yasa görüşmelerine kaClamıyor. Şu anda komisyon aşamasına kaClması zaten engellendi bu yasa için konuşacaksak. Genel Kurul’da bu yasaya karşı fikrini söyleyemeyecek, Hatay halkının görüşlerini söyleyemeyecek, parDmizin görüşlerini söyleyemeyecek ve nihayeDnde oylama sırasında Can Atalay oy kullanamayacak. Şimdi bu durum, yasanın tarCşılmasını, yasanın görüşülmesini sakatlayan bir durum değil mi? TİP Basın Bürosu Ben buradan bütün milletvekillerine seslenmek isDyorum. Biz, Saray’dan gelen talimatla el kaldırma makinesi işlevi dışında hiçbir yaklaşım gelişDremeyen çoğunlukta milletvekilleri olduğunu biliyoruz ama en azından teorik düzlemde burada bir oylama yapıyorsak, bu oylamada milletvekillerinin farklı oy kullanabilme ihDmali de vardır. Peki şimdi ya bu yasa bir oy ile kabul edilirse? Ya bu yasa bir oy fark ile reddedilirse? Bu tutuklu bulunan milletvekilinin vereceği o bir tek oy bütün süreci başka bir tarafa taşıma olasılığı barındırmıyor mu? Bu tutukluluk hali devam ederken burada sanki hiçbir şey yokmuş gibi bir yasa görüşmesi yapmak açık bir hukuksuzluktur. Yasa yapılan yerde Anayasa’nın ayaklar alCna alınmasına göz yummakCr, yasa yapılan yerde yasaların ayaklar alCna alınmasına göz yummakCr. Bu kabul edilebilir bir şey değil.¨

‘SAVCI, AYM’NİN YOK HÜKMÜNDE GÖRDÜĞÜ KARARI ALIP KENDİSİNE DAYANAK YAPIYOR’

Yargıtay 3. Dairesi’ne gönderilen Gezi Davası’nın tebliğnamesine ilişkin de konuşan Erkan Baş, şunları söyledi: ¨77 sayfadan oluşuyor. Okuma yazması bile olmayan bir yurRaşın yanına gitseniz, şu tebliğnameyi okusanız ‘burada hukuka dair hiçbir şey yok’ der. Burada düpedüz siyasi saiklerle yazılmış işi kılıana uydurmak için hazırlanmış bir meDn olduğunu söyleyecekDr. HayaCmda hiç hukuk metni olduğu iddia edilen, bu kadar hukuksuz bir meDn okumadım. Tüm Gezi Davası için, her aşaması için söylüyorum. Ortaya dayanak diye konulanların hiçbir hukuki karşılığı, hiçbir objekDvitesi yok ama özellikle, doğal olarak, Can ile ilgili yapCğımız başvuru neDcesinde onu da incelemiş savcı. Ve hemen birinci bölümde bizim tahliye talebimize ilişkin yorumunu ve talebini yapıyor: ‘Anayasa’nın 83’üncü maddesi tamam dokunulmazlık kapsamına alır ama orada bir 14’üncü madde var, bu 14’üncü madde nedeniyle bizim bunu reddetmemiz gerekir’ diyor. ‘Tutukluluğu devam etsin, halk onu seçmiş, oy vermiş, mazbatasını almış, Meclis’te adı okunmuş, başkanlığa aday olmuş, insan hakları komisyonu üyesi seçilmiş ama bunları boş verin biz tutukluluğunu devam e[receğiz’ diyor. Aramış, taramış yasalarda bir şey bulamamış, Anayasa’da bir şey bulamamış, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarında bir şey bulamamış, Yargıtay’ın sayısız kararında bir şey bulamamış; tutmuş kendisine dayanak yapmak için Yargıtay’ın kapaClan 16. Ceza Dairesi’nin iki tane kararını bulmuş, o kararlardan alınClar yapmış ve diyor ki ‘İşte bak bu nedenlerle 14’üncü madde kapsamında değerlendirilmelidir’. Tüm gazetecilerden, hukukçulardan, okuma yazma bilen her yurRaşımızdan rica ediyorum. Burada tarihi esas ve karar numaraları verilen dosyaları lüsen inceleyiniz. Bu ülkenin savcısının tarihini, karar numarasını ve esas numarasını verdiği dosya var. 2018/7107 esas 2019/5300 karar aynı dairenin 2018/2088 esas 2018/2728 karar sayılı tutanakları var. Bunlar internet sitelerinde Yargıtay’ın kararları arasında var, bunları bulun. Sonra, Yargıtay’ın verdiği bu kararların bir adım sonrasında ne olduğuna bakın. Yani, azıcık hukuk bilginiz varsa Yargıtay’ın kararları sonrasında bir üst mahkeme olarak daha AYM’de incelenmiş olabilme olasılığını düşünmemiz gerekir değil mi? Düşününce görüyorsunuz ki AYM iki kararı da bozmuş. AYM bu 2 karar da yanlışCr diyor. Yani, şöyle adlandırabiliriz bir alt mahkemenin verdiği karar üst mahkeme taraandan bozulmuş, bu kararlar yok hükmünde diyor. Savcı, AYM’nin yok hükmünde gördüğü kararı almış kendisine dayanak yapıyor.

‘CAN ATALAY’IN ESİR TUTULMASI HUKUK GARABETİ OLMASININ ÖTESİNDE, SUÇTUR’

TİP Basın Bürosu Ben hayaCmda böyle bir şey görmedim, hukuki bir mütalaada bulunurken sağlam temeller üzerine iddianızı koyarsınız ki iddianız deyim yerindeyse ayakları yere basar olsun. Olmayan iki tane temel atmış savcı alCna. Üstelik AYM diyor ki; ‘bu 14’üncü madde yoruma açık olmadığı için yoruma tabi tutamazsınız’. Daha önceki bu dava ile ilgili verdiği kararlarda 14’üncü madde mahkeme taraandan yorumlanamaz diyor. Açık diyeyim sizin bunu yorumlama hakkınız yok diyor, tam tersini söylüyor. 14’üncü madde açık olmadığı için biz yorumlarız diyor. Akıl almaz, gerçekten akıl almaz. Bunu yazarken herhalde hiç kimse okumayacak falan diye düşünüyorlar. Çok utanıyorum, ülkem adına utanıyorum. Ülkemde hukukun yargının geldiği nokta adına utanıyorum. Biz mecbur muyuz bu saçmalıkları bulup bulup çıkarmak için uğraşmaya? Hiç lamı cimi yok. Can Atalay tahliye edilmelidir, derhal tahliye edilmelidir. Şu anda Can Atalay’ın esir tutulması bir hukuk garabeD olmanın ötesinde bir suçtur aynı zamanda.¨

‘TİP, BU ÜLKEDE HALKIN TESLİM OLMAMA İRADESİNİN KENDİSİ OLACAK’

HaBa sonu Hatay’da olduğunu ve Hataylı yurTaşların milletvekillerinin kendileri için çalışmasını beklediğini söyleyen Erkan Baş ¨Biz çalışmak is4yoruz, çalışmamız engelleniyor. Ben biliyorum buradaki 599 milletvekilinin en az 500’ü seçildikleri yere uğramamışlardır bile. Oy almak için vatandaşın ayağına giderler, seçildikten sonra seçildikleri herkesi unuturlar, bunlara oy verenleri unuturlar. Biz tersini yapmaya çalışıyoruz, bunu yapmamızı engellemek için bütün çabalarını devreye sokmuş durumdalar¨ diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: ¨Buna asla teslim olmayacağız. Türkiye’nin içinde bulunduğu noktada teslim olmama iradesi önemlidir. Biz bir taralan sevgili Can Atalay’ın uğradığı bu hukuksuzluğu, Türkiye’de yurRaşın seçme ve seçilme hakkının uğradığı bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için elimizden geleni yapıyoruz aynı anda ülkenin dört bir yanında bu zamlara karşı da parD örgütlerimiz, yoldaşlarımız, yurRaşlarımız sokaklara çıkıyorlar. Gerekirse TİP, bu ülkede halkın teslim olmama iradesinin kendisi olacak. Öyle ‘Ben yüzde 52 oyu aldım; arCk halkın üstünde tepinirim zaten halk da kendisini yalnız, çaresiz hissediyor o yalnızlığın, çaresizliğin üstüne istediğimi yaparım’ diyen AKP’ye geçit vermeyeceğiz. Halkımızı yalnız ve çaresiz bırakmayacağız. Elimizden geldiğince, gücümüz ye[ğince, canımız ye[ğince direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.¨

‘MAAŞ ARTIŞI DAHA ELİNE ALMADAN ZAMLARLA BUHARLAŞIP YOK OLUYOR’

Konuşmasının devamında, seçimler bickten sonra memlekeTe zam gelmeyen bir şeyin kalmadığını söyleyen Baş, yapılan son zamlara ve AKP’nin ekonomi poli4kalarına ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: ¨Maaşlara sözde arCş yapacaklarmış. Almayı beklediğin maaş arCşı daha sen onu eline almadan zamlarla buharlaşC, yok oldu, gi[. Öbür taralan yurRaşın boğazındaki son lokmaya elini sokup alıyorsun, büyük sermayeye vergi aw üstüne vergi aw... Yine sözde vergi indirimi adıyla, vergi ödemelerini ortadan kaldırıyorsun. Kıyak ihaleler devam ediyor. Vatandaşa sürekli vergi arCrıyorsun. Böyle bir düzen kurmuşlar, toplumu çaresizlik içerisinde teslim almaya çalışıyorlar. Biz elimizden geldiğince bu ülkede emeğiyle, alın teriyle yaşayan yurRaşların haklarını savunmaya devam edeceğiz. Bizden çaldıklarını geri almak için, daha fazlasını çalamamaları için mücadelemiz sürecek. Buradan, Türkiye’nin dört bir yanında bu mücadeleyi büyüten tüm yurRaşlarımıza teşekkür etmek isDyorum. Ankara’da Hazine Bakanlığı önünde arkadaşlarımız bu zamları protesto ederken haksız biçimde gözalCna alındı. Böyle baskıyla, şiddetle, zor kullanarak, zorbalık ile yurRaşın sesini basCracağını sananlar da avuçlarını yalayacaklar. Her hal ve şarRa devam edeceğiz.¨ TİP Basın Bürosu

‘DEVLETİ YÖNETENLER DEVLETİ DOLANDIRIYORLAR’

Baş, AKP’nin Meclis’e ge4rdiği torba yasaya ilişkin ise şunları söyledi: ¨Torba yasalara esastan karşıyız. Torba yasa uygulaması yanlış bir uygulamadır. Bir torbanın içine diyelim ki bir tane doğruyu aCyorlar, onun yanına 15 tane yanlışı aCyorlar. Ondan sonra diyorlar ki ‘hadi bakalım bunu oylayalım’. Bu, hukukun en temel ilkelerine aykırı bir yaklaşım. Bir de ‘Memurlara zam yapılacak’ diye pazarlanıyor. Bu torba yasanın sanki sadece bir tane maddesi var, onda da memurlara zam yapılacak… Bunun üzerinden tarCşılıyormuş gibi bir görüntü vermeye çalışıyorlar. Oysa şunu herkes bilsin, tekrar edelim. Ortada gerçek bir maaş zammı yok. İkDdar ‘Bu para ile memurun yaşayamayacağını ben kabul ediyorum’ diyor. Hani diyorlar ya ‘En alt memur maaşını 22 bin liraya çıkartacağız’ diye. Aslında diyor ki ‘14 bin lira ile yaşayamayacağını ben kabul ediyorum ama bunu sana zam olarak vermiyorum, çünkü zam olarak verdiğimde daha sonraki zamları da etkileyecek, zam olarak verdiğimde senin emekliliğini de etkileyecek. Ama ben yaşayamadığını bildiğim için arkasında dolanıyorum sana açıktan 8 bin lira veriyorum.’ Bakın bu utanç verici bir şeydir. Devlet, devleD yönetenler devleD dolandırıyorlar şu anda. 8 bin lira seyyanen zam yapacaklarmış. Bu doğru bir yaklaşım değil. AKP toplumu yoksullukta birleşDrmeye çalışıyor. En alRakiler yaşayamaz durumda, onları biraz destekleyelim ama diyelim ki bir kademe üstünde maaş alanlar, onların maaşlarına yapılacak zamları mümkün olduğunca minimumda tutalım diye yaklaşıyorlar.

‘TORBA YASANIN İÇERİSİNDE ZEYTİNLİKLER İMARA AÇILIYOR, NASIL EVET DİYECEKSİNİZ?’

Aynı torba yasanın içerisinde zeyDnlikler imara açılıyor. Buna nasıl evet diyeceksiniz? AKP kendi rezalet rekorlarına bir yenisini daha ekledi. 15 madde ile kanun teklifi geldi, komisyonda 14 madde daha ekle[. Bu kadar plansız, bu kadar programsız, bu kadar düzeysiz bir kanun yapım sürecini hiç görmedik. Anayasa’ya aykırılıktan başlayacağız tarCşmalara. Bütçe hakkının gasbından başlayacağız, cumhurbaşkanına borçlanma yetkisi veriliyor bunların hepsini konuşacağız. Kendileri de fark e[ler önümüzdeki hala da ek bütçe geDriyorlar. Bütçe kanununa aykırı olduğunu gördüler yapCkları şeyin, önümüzdeki hala kitabına uydurmak için yeni bir kanun teklifi geDrecekler.¨

ERKAN BAŞ’TAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NA: ‘AFGANİSTAN’A MI DÖNDÜRDÜNÜZ BURAYI?’

Konuşmasının sonuna yaklaşırken, Milli Eği4m Bakanı Yusuf Tekin’in, kaDldığı bir televizyon programında kız okullarının açılabileceğine yönelik sözlerine de tepki gösteren Baş, şöyle konuştu: ¨Zaten biliyoruz, ‘Taliban ile aramızda bir fark yok’ diyen bir zihniyet bunlar ama bunu her seferinde gözümüze sokmaları bizim açımızdan arCk sabır eşiğinin aşılması anlamına geliyor. ‘Gerekirse kız çocukları için ayrı bir okul açarız, aileler erkek çocukların yanında kızlarını okula göndermiyorlarmış’ gibi açıklamalar yapılıyor. Ne yapCnız, Afganistan’a falan mı döndürdünüz burayı? Bir ülkenin Milli EğiDm Bakanı ‘ben bu ülkede kız çocuklarını okutamıyorum’ der mi? ‘Okuyabilmeleri için tek yol onların kadın ve erkek olarak ayrılmalarını kabul etmekDr’ diyebilir mi? Bu saçmalığa izin veremeyiz! Söz konusu olan çocuklarımız, çocuklarımızı bu karanlığa sürüklemelerine karşı sessiz kalmayacağımızı buradan açıkça ifade ediyorum. Bu akıl dışı uygulamalardan vazgeçsinler.¨

AdminAdmin